24 Ağustos 2010 Salı
Evet Peygamber İbrahim'in karısı bu kez kral horkanos ile
Aşağıda İÖ 50 vcva IS 50 yıllarına ait Ölüdeniz yakınında Kumran mağaralarında bulunan yazma eserden Saranın hikâyesi:
Onun yüzüne bakınca o ne kadar güzel, başındaki saçlar ne ince, gözleri ne kadar güzel, burnu ne hoş. Bütün ışıltılar onun yüzünde, göğsü nasıl güzel! Beyazlığı ne sevimli. Kollarının görünüşü nc biçimli. Elleri ne kadar uygun. Avuçları ne hoş, parmakları uzun ve ince. Bacakları ne güzel! Kalçaları kusursuz. Bütün kızların ve gelinlerin hiçbiri onun kadar güzel değil. Hepsinin üstünde çok akıllı bir kadın.
Ve Kral, Horkanos'un ve onun iki arkadaşı, bu sözlerini duydu. Üçü de lek adam gibi konuşuyorlardı. Kral onu çok görmek istedi. Onu getirmeleri için adam gönderdi. Onun güzelliğine hayran kaldı. Ve onu karılığa aldı. Ve beni öldürmek isledi. Sara KraVa "o benim erkek kardeşimdir" dedi. "Ben Abram'ı kurtardım. Onu öldürlmedim. Abram, bu benim için iyi idi (böyle söylemesi bana uygun geldi). Ve ben Abram, Sara'nın benden zorla alındığı gece büyük bir acı ve üzüntü ile ağlarken, kardeşinin oğlu Lut da benimle ağladı. Önce büyük bir üzüntü ile gözlerimden yaşlar akarak dua ettim."
"Bütün dünyanın efendisi sen en yüce tanrı bütün kralların, bütün beylerin efendisi ve onları yargılayan sen kutsal, dinle şimdi;
"Mısır Firavunu Zoan, benim karımı elimden aldığı için önünde ağlıyorum. Onu benim için yargıla, senin güçlü elini onun ve evindc-kilerinin üzerine indir. Ve bu gece karımla beraber olmasın. İnsanlar, senin yeryüzü krallarının efendisi olduğumu bilsinler." Ve ben ağlıyorum. Acı içindeyim. O gece yüce Tanrı ona ve evine bulaşıcı bir hastalık getiren bir rüzgâr gönderdi ve rüzgâr çok fena idi. Kralı ve bütün evini yakaladı. Ve iki yıl kadının yanına yaklaşamadı. İki yıl sonraya kadar bu hastalık daha güçlendi. Ve daha acıklı hal aldı. O Mısır'ın bütün bilginlerini, sihirbazlarını, doktorlarını çağırdı. Fakat hiçbiri iyileş-tiremedi. Rüzgâr onları da vurdu ve kaçırdı. Sonra Horkanos bana geldi ve kral için dua etmem, elini onun üzerine koyarak yaşatmam için bana yalvardı, Lût ona dedi ki: "Abram benim amcamdır. Karısı Sara Kralla olduğundan Kral için dua edemez. Git Krala karısını kocasına göndermesini söyle, o zaman o dua edecek Kral da yaşayacak."
Horkanos, Lût'un söylediklerini duyunca Kral'a giderek: "Kralım beyimin başına gelen bütün bu felaket Abram'ın karısı Sara'nın yüzünden. Sara'yı kocası Abram'a geri ver, bütün bu bela başından gidecek ve sen yaşayacaksın!"
Kral bana "Sara'nın uğruna bana neler yaptın? Sen bana onun için kızkardeşim dedin. Onun için ben onu karı olarak aldım. Karını al, Mısır ülkesinden çıkıp git. Ve şimdi benim için dua et. Evimden ve benden bu felaket uzaklaşsın." Ben dua ettim, elimi başıma koydum ve onun üzerinden bela ayrıldı, fena rüzgâr gitti. Ve o yaşadı. Ve Kral bana, bunun bozulmayacağına yemin ettirdi.
Kral bana ince keten elbiselikleri ve Haceri verdi. Ve beni götürecek insanları da belirledi, Ve ben bol sığırlar, gümüş ve altınla zengin oldum. Ve Mısır'dan ayrıldım. Kardeşimin oğlu Lût da benimle idi, Lût'un da büyük mallan vardı ve oradan bir de kan aldı.
Abram bu metinde Sara'yı neden kardeşi olarak söylediğini şöyle açıklıyor:
Biz ülkemizden geçtik. Ham'ın oğlunun ülkesi Mısır'a girdik. Ben Abram Mısır'a girdiğimiz gece bir rüya gördüm. Bir sedir ağacı ile hurma ağacı vardı. Adamlar geldi. Sedir ağacını kesip kökünü çıkardılar Fakat burma ağacını bıraktılar. Hurma ağacı ağlayarak dedi ki; "Sediri kesmeyin." Hurma ağacının hatırına sedir ağacı kurtarıldı. O gece uykudan uyanınca Saraya "Karım ben bir rüya gördüm vc bu rüyadan çok korktum." Ve o bana: "Rüyanı söyle bana, bileyim" dedi. Ona bu rüyayı söylemeye başladım. Bu rüyaya göre "beni öldürmek için arayacaklar seni bırakacaklar."
Metinde bozuk olan bir yerden sonra Sara "o benim kardeşim" diyeyim. Ben senin için yaşayacağım. Ruhum seni kurtaracak. Ve Sara önce benim sözlerim için ağladı.
0 yorum:
Yorum Gönder