23 Ağustos 2010 Pazartesi
AYâf Suresi, ayet 26-27:
"Ey Ademoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Tekva (iman) elbisesi ise daha hayırlıdır. Ey Ademoğullan! Her mescide gidişinizde ziynetli elbiseler giyinin. Yiyin için» fakat israf etmeyin/'
Nûr Suresi, ayet 31:
"Mümin kadınlara söyle: Gözlerini korusunlar, namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üstüne örtsünler. Kocaları, babalan, kocalarının babalan, kendi oğullan, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğullan, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları ellerinin altında bulunan, erkeklerden kadına ihtiyacı kalmamış hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklan ziynetleri anlaşılsın diye ayaklanın yere vurmasınlar."
Bu ayetteki "ziynetler" nedir? Bu, çeşitli şekilde yorumlanmış. Kimi kadının vücudu, kimi de takıları ziynettir, demiş. Nûr Suresi, ayet 60:
"Bîr nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş kadınların ziynetlerini göstermeksizin, dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır"
Burada ziynetin; kadının vücudu, göğüsleri olduğu daha belirgin. İslamiyetten evvel Arap kadınlan yanbellerine kadar çıplak gezerlermiş. Hatta islamiyetten sonra da cariyeler, köleler giyinmezlermiş çalıştıkları için. Bizde kadınlar yaşlanınca daha çok kapanıyorlar.
Ah/ab Suresi, ayet 59:
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında) örtülerini üzerlerine almalarını söyle. Onların tanınmaması ve ıiKiİtilmemesi için en elverişli olan budur."
■w
Bıı ay ele göre kadınlar örtününce ne okullara gidebilecek, ne de çalışabilecekler. Kuran i la. bazı hocaların uydurduğu gibi, başlarını örtmeyen kadınların cehennemde saçlarından asılacakları seklinde bir avet olmadı5ı eibi. örtünenlerin de cennete eideceei vazılmıvor.
Bazı Sümer rahibelerinin, cvlcnsclcr hile çocukları olmamalı idi. Kazara böyle doğan çocuklar öldürülürdü. Çünkü bu kadınlar Allah'ın karısı olduğundan, doğan çocuklar da Tanrının çocuğu sayılıyordu. Sümerler bir ölümlüden Tanrının çocuğunu islemiyorlardı. Bu ve /Ofra/j'daki bir avet. İsa'nın neden Tanrının oğlu olarak kabul edildiğine bir açıklık getiriyor
A. •
Ali Imrâıı Suresi, ayet 35-37:
"îmran'ın karısı şöyle demişti: Rabbim karmmdakinı azatlı bir kul olarak sana adadım. Adağımı kabul buyur. Rabbim onu kız doğurdum, ona Meryem adını verdim. Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu sana ısmarlıyorum' dedi. Rabbi onu hüsnükabul gösterdi ve güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriyayı (teyzesinin kocasını) Rabbi onun bakımı ile görevlendirdi. Zekcriya onun yanma, mabede her gelişinde orada bir rızk bulur 'bu sana nereden geliyor'?1 derdi. O da 'Allah tarafından" derdi-"
Bu ayetten anlaşıldığına göre o zaman mabetler vardı. (Tevrat ve //u/V'de de mabetlerin bulunduğu yazıtı.) Meryem, mabede adanmış ve orada yetişmiş bîr kızdı. Herhangi bir şekilde, bazı kitaplara göre de nişanlısı Yusuf'tan hamile kalmıştı.26 Onu gidip ücra bir yerde doğurması, Tanrının çocuğu dîye öldürülmesinden korktuğu için olmalı. Isa büyürken Tanrının oğlu olduğu kendisine aşılanmış bulunduğundan "ben Tanrının oğluyum" diyerek ortaya çıkması geç de olsa ölümüne neden olmuş olmalı,
Mezopotmaya'da eski çağlardan başlayarak Yeni Babil devrine kadar adak olarak veya kıtlıktan korumak üzere çocuklar mabede verilirdi. Meryem hikâyesinde bu geleneğin sürdüğü anlaşılıyor. (L.O. Oppenheim, Ancient Mesopotamia, Chicago, 1964, s. 107.) Kur'an'da. İsa ile ilgili bir ayet: Mâide Suresi, ayet 110:
11 Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu Isa! Sana ve annene (verdiğim) nimeti hatırla! Hani seni mukaddes ruh ile desteklemiştim, Sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun ve benim iznimle kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü, alacayı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullannı (seni öldürmekten) önlemiştim. Kendilerine apaçık deliller getirdiğinde bu bir sihirden başka bir şey değildir, demişlerdi/"
Bu ayete göre Allah, İsa'ya İncil ı öğretmiş. Halbuki Isa yaşadığı sürede ne bir şey yazmış, ne de yazdırtmış. İncil çok sonra çeşitli kimseler tarafından yazılmış. /ncıTlerin yazılma tarihleri ve yazanlar hakkında çeşitli varsayımlar ortaya atılmış. Özellikle geçen yüzyıl. Ayrıca Apostol Barnabas, İsa'nın çarmıha gerilmediğinî, gerilenin Judas olduğunu; Hıristiyan öğretmen Bassilides de çarmıha gerilenin Simon of Sirene olduğunu; Mosheim da İsa'nın aslında bulunmadığını, yalnız hayal edildiğini söylüyor, İsa'nın yazılan mucizelerini de asla kabul etmiyorlar. (R. Cooper, The Inquirerfs Text-Bookr Being Substance of Thirteen Lee-tures on the Bibel s. 150 ve Meydan Larousset İncil)
0 yorum:
Yorum Gönder