10 Ağustos 2010 Salı
DÎNLERİN KARŞILAŞTIRILMASI
Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman dinleriyle Sumer dini arasındaki ortak noktalar şunlardır: Tanrının yaratıcı ve yok edici gücü; Tann korkusu; Tanrı yargılaması; kurbanlar, törenler, ilahiler, dualar ve tütsülerle Tanrıyı memnun etmek; iyi ahlaklı, dürüst ve haktanır olmak; büyüklere ve küçüklere saygı göstermek; sosyal adalet; temizlik. Temizlik Sumer-lilerde çok önemli idi. Tapmağa gidenlerin, dua edenlerin, kurban kestirenlerin vücutça temiz olmaları gerekti. Düşmanların yıktıkları şehirler için onların yazdıkları ağıtta:
"Artık karabaşlı (Sumerliler) halk tören için yıkanamıyor, kirliyi beğenmek onların kaderi oldu, görünüşleri değişti"
denmektedir.11 Yeni yapılan binatar, içine girmeden önce dinsel bir temizlikten geçirilirdi. Temizlik, atasözlerine bile, "Yıkanmamış elle yemek yeme!" olarak girmiş.
Sumer Tanrıları, insanlara ne istediklerini bildirmez; fakat hoşlarına gitmeyecek bir işi yapan insanları cezalandırırlar. Buna karşılık diğer dinlerde Tanrı bazı kimselere ne istediğini bildirir İnsanlar da ona göre hareket ederler Tanrı bildirilerini alan kimselere Farsçada ''peygamber", Arapçada "resul" denir. İlginç olanı peygamberlik olayı, Yahudilerden Asurlulara geçmiş. Çiviyazılı metinlere göre bu düşünce Asur ve Filistin'de politik ve ekonomik krizlerle başlamış. Asur'da Tanrıdan bir insan (peygamber) yoluyla alman haberler tabletlere yazılmış. Onlara göre Tann ile iletişime giren insanlar çeşitli şekilde trans haline giriyorlar. Bu kimseler aslında aşağı tabaka sayılıyor ve büyücülükle bağlanıyor. Konuşan Tanrıça ise, onun ağzından söyleyen de kadın oluyor. Özellikle Aşk Tanrıçası Iştar'dan haber getirenler. Bunlar ya Taunlardan üçüncü şahıs olarak buyruğunu alır veya birinci şahıs olarak kendisini, konuşan Tanrı ile bir yapar. (A. Leo Oppeııheim, Ancient Me-sopotamia, Chicago, 1964, s.221.) Kur'an'da da aynı ifadeyi buluyoruz. Allah bazen üçüncü şahıs olur, bazen doğrudan konuşur.12
Sumerlilere göre Tanrılar, şehirleri ve bütün kültür varlıklarını meydana getirmiş ve insanlara vermiştir. Aynı düşünceyi Kur'an'da da buluyoruz.
A'râf Suresi, ayet 26;
"Ey Ademoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Tekva (iman) elbisesi daha hayırlıdır."
Nahl Suresi, ayet 81:
"Allah yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı, dağlarda sizin için barınaklar yarattı ve sizi sıcaktan koruyacak elbiseler, savaşta koruyacak zırhlar yarattı.11
Yâsîn Suresi, ayet 42:
"Gemilerin benzerlerinde , binmekte oldukları ve ileride binecekleri şeyleri onlar için ız yarattık/'
Bu üç ayette Allah hem birinci şahıs olarak konuşuyor, hem de ondan üçüncü şahıs olarak söz ediliyor.
Yâsîn Suresi, ayet 82:
"Onun i şu bir şeyi yaratmak istediği vakit 'ol' demektir, o şey hemen olur."
Sümer'de de Tanrılar "ol" der ve her şey oluverir.
Her üç dinde de Tanrıların var edici güçleri yanında yok edici güçleri de var. Sümer'de Tann Enlil, Tanrılar meclisinde Ur şehrinin yıkılmasına karar vermiştir. Şehrin Tanrısı buna ne kadar üzülse elinden bir şey gelmez. Gelen ordular Tanrının dünyadaki araçlarıdır. Aynı deyimi Kur'an'da da buluyoruz:
Enfâl Suresi, ayet 17:
"Savaşta siz onları öldürmediniz, Allah öldürdü. Attığın zaman sen atmadın, Allah attı."
Sümer'de Tanrı kızmaya görsün, kendi ülkesi bile olsa yakıp yıktırır. Sumer Tann lan nın babası Tanrı Enlil, Akad krallarının yaptıklarına kızarak gözlerini dağlara çeviriyor ve oradan barbar ve vahşi Gutileri çekirge sürüleri gibi getirterek Agade'yi ve hemen hemen bütün Sümer'i kırıp geçirtiyor. (S.N_ Kramer, The Sumerians, s.66.)
Tevrat'ta da birçok kez Yahve'-nin (Yehova) insanlara kızarak onlara yok edici felaketler verdiği, seçtiği komşu milletleri İsrail'in üzerine saldırttığı bildirilmektedir.
Aynı olayı Kur'an1da da görüyoruz. Birçok sure içindeki ayetlerde Allah'ın çeşitli milletleri nasıl yok ettiği yazılıyor. Bunlardan bazıları:
Hacc Suresi, ayet 44:
"Ey Muhammed! Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Âd milleti, Semûd, İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış, Musa da yalanlamıştı. Ama ben, kâfirlere önce mehil verdim, sonra onları yakalayıverdim, beni tanımamak nasılmış görsünler!"
Furkan Suresi, ayet 38:
a
"Ad, Semûd ile Ress'lileri ve bunların arasında birçok milleti de yerle bir ettik."
Ankebût Suresi, ayet 38: "Âd ve Semûd milletlerini de yok ettik."
Fussilet Suresi, ayet 13:
"işte sizi, Âd ve Semûdun başına gelen kasırgaya benzer bir kasırga ile uyardım/'
Fussilet Suresi, ayet 16:
"Rezillik azabını onlara dünyada tattırmak için üzerlerine dondurucu rüzgâr gönderdik." (Âd milleti hakkında bkz, Sadi Bayram, Kaynaklara Göre Güneydoğu Anadolu 'da Proto Türk izlerit Ankara, 1980, s.54.)
Muhammed Suresi, ayet 13:
"Biz halkı seni yurdundan çıkaran nice şehirleri yok ettik. Fakat onlara bir yardım eden çıkmadı."
Ahkaf Suresi, ayet 27: ' Ant olsun biz çevrenizdeki memleketleri de yok ettik."
İsrâ Suresi, ayet 15, 16:
'Bir ülkeyi yok etmek istediğimizde, o beldenin şımarmış olanlarına önce emrimizi ulaştırırız. Yine kötülük ederlerse biz de orayı yerle bir ederiz/'
Sümer'de kralların nasıl sarayları varsa Tanrıların da öyle evleri olmalıydı. Bunun için "Tanrı evi'1 adı altında görkemli tapınaklar, yanlarında Tanrılarla insanları yaklaştırdığı düşünülen basamaklı kuleler yapılmıştı. Daha sonra bu Tann evleri sinagoglara, kiliselere, camilere dönüştü.13 Camilerin ve minarelerin üstündeki yarım ay, Sumer Ay Tann-stnın sembolüdür.14
0 yorum:
Yorum Gönder