Sümer de ve İslam da Tufan -1

24 Ağustos 2010 Salı

TUFAN

Çok eski çağlarda, insani an yok etmek amacı ile Tanrı tarafından büyük bir tufan yapıldığı hikâyesinin, yalnız, ilk kutsal kitap Tevrat'ta. yazılı olduğu biliniyordu- Fakat geçen yüzyıl içinde Ninive'de yapılan kazılarda çıkan Asur Kralı Asurbanipal'ın kütüphanesi içindeki bir tablette aynı hikâye okununca (1872) büyük bir şaşkınlık yaşanmış ve bu inanç kökünden sarsılmıştı, Gılgamış Destanının son kısmını oluşturan bu hikâye, ölümsüzlüğü arayan Gılgamış'a, tufandan kurtulup Tattılar tarafından ölümsüzlük verilen Utnapiştim tarafından anlatılmıştı.

Buna göre kısaca: însanlar öyle çoğalmıştı ki, Tannlar onların gürültü ve şamatasından uyuyamaz olmuşlar. Bunun üzerine dört büyük Tanrı, bu insanlan bir Tufan ile yok etmeye karar veriyorlar. Bilgelik Tannsı (Enki), yarattıkları insanların ortadan kaldınlmasına çok üzülüyor ve Şuruppak şehrinde yaşayan UtnapiştınVin evinin duvanndan seslenerek, Tannların bir tufan yapmaya karar verdiklerini, bir gemi yapmasını söylüyor. Geminin tarifini veriyor. Adam söylendiği şekilde gemiyi 7 günde tamamlıyor. Gemi yapıldığı müddetçe çeşitli hayvanlar kesiliyor; beyaz, kırmızı ve su katılmamış şaraplar nehir suyu gibi bol olarak içiliyor, adeta yılbaşı törenlerine benzer şenliklerle işler yapılıyor. Utnapiştim geminin içine ailesini, akrabalarını, sanatçıları, kırların evcil ve yaban hayvanlarını dolduruyor. Bu arada altın da almayı unutmuyor. Geminin kapısı kapanır kapanmaz şiddetli bir fırtına ile birlikte yağmur boşanıyor. Sular yalnız gökten boşanmakla kalmıyor, Yer Tannlan da yerden fışkırtıyor sulan. Tufan öyle azgınlaşıyor ki, onu yaptıran Tanrılar bile korkuyor. Bu kıyamet 6 gün 6 gece sürdükten sonra yedinci gün gemi Ni-sir Dağına oturuyor. 7 gün bekledikten sonra Utnapiştim bir güvercin salıyor dışan. O konacak yer bulamadığı için geri dönüyor. Daha sonra bir kırlangıç gönderiyor, fakat o da geri geliyor. Son olarak uçurduğu kuzgun geri dönmeyince dışarı çıkıyorlar. Utnapiştim dağın tepesine kurbanlarla içkiler sunuyor. Altlarında çeşitli ağaçların odunları yanan ocaklara 7 kazan konarak kurban etleri pişiriliyor. Onların tatlı kokusunu duyan Tanrılar üşüşüyorlar. Tufanı yaptıran Tanrı Enlil gelip gemiyi ve insanları görünce çok kızıyor, kim bunları kurtardı diye. Bilgelik Tanrısı ona karşı çıkarak, günah yapanı, kurallara karşı geleni cezalandır ama bu kadar ağır ve ölümcül olma diye onu yatıştırıyor. Böylece Utnapiştim ve kansı ölümsüz bir yaşam ile nehrin ağzındaki Tanrılar bahçesine yerleştiriliyorlar,35

Bu hikâye Sami bir dil olan Akadca ile yazılmıştı. Halbuki, içinde geçen adlar başka bir dile aitti. Buna göre bu hikâye, o dili konuşan Su-merliler tarafından yaratılmış olmalıydı. Hakikaten daha sonra Phi-ladelphia Üniversitesi Müzesi'nde bulunan yansı kırık bir tablet bunu kanıtladı. Bu tablette Tufan Hikâyesi Sumerce ve şiir tarzında yazılıydı. Ne yazık ki, metnin en az yansı yoktu. Fakat bulunan kısımlar konu hakkında oldukça aydınlatıcıdır. Bunda da Tanrılar insanlara kızarak bir Tufan yapmaya karar veriyorlar. Ziusudra isimli birine bir Tanrı tarafından durum bir duvar arkasından bildiriliyor Bu satırlar şöyle:

"Alçakgönüllü, saygılı olan

Her gün tanrısal görevlerine dikkat eden

Ziusudra'ya Tanrı Enki,

'Duvardan bir söz söyleyeceğim, sözümü tut!

Kulak ver söyleyeceklerime!

Bizden bir Tufan kült merkezlerini kaplayacak.

İnsanlığın tohumu yok olacak,

Tannlar meclisinin sözü karardır,

An ve Enlil'in emirleriyle

Krallık hükümdarlık son bulacaktır/"

Bundan sonra tabletin kırık kısmı geliyor. Burada geminin nasıl yapılacağı bildirilmiş olmalı. Metnin yine okunan kısmında Tufan'ın bütün şiddetiyle memleketi kapladığı; 7 gün, 7 gece sürdüğü, bittiğinde Ziusudra'nın Tanrılara kurbanlar yaptığı yazılı.

0 yorum:

Yorum Gönder